Etkinlikler ve Özel Hayat
Geçtiğimiz hafta belediye doğru düzgün düzenleyemediği, organizasyon bozuklukları, yanlış yer seçimi içinde kopya okul etkinlikleri ile geçti.
Kopya etkinlik diyorum.
Çünkü Özcan Işıklar’ın ve her zaman olduğu gibi fikir üretemeyen ekibinin Çatalca Kaymakamlığı ve belediyesi ile Büyük Çekmece Belediyesinin yıllardır okullar için yaptığı etkinliklerin kötü bir kopyasını Silivri’de uygulamadılar bile…
Madem kopyalıyorsunuz tavsiyem önceden gidip bir fikir alın ondan sonra kendinize göre bir akıllı bir düzenleme yapın.
Hele o mezuniyet töreni resmen Çatalça’dan birebir çalınma bir tören oldu.
Bir kerede kendiniz bir fikir üretin yahu…
Ya o okulların etkinliklerini tanıtacağım diye sahili kapatan Silivri’de başka yer yokmuş gibi denize set çektiren fikir ve zihniyeti burada tartışmayacağım bile.
Çünkü külliyen bir fiyasko
Söz verilip te saatlerce güneş altında bekletilip sahne alamayan ve hayal kırıklığına uğrayan öğrenciler mi istersiniz.
Ben sorumluyum diyerek yapamadıkları organizasyon yüzünden bir de kaprisleri çekilen belediye halkla ilişkiler ve özel kalem memurları mı istersiniz.
Parti amigosunu sunucu yapıp, attığı naralarından gösterilerini sunamayan öğrenciler, minikler mi istersiniz.
Alt yapı desteği verilmediği için yaptıkları tasarımları tanıtamayan öğrencilerin hayal kırıklarını mı istersiniz.
Özcan Işıklar’a akıl veren daha doğrusu akıl veremeyen danışmalarına Silivri’nin etkinlik bakımından Kordonboyu ve Atatürk Meydanından başka yerleri olduğunu da bu vesile ile hatırlatalım.
Kordonboyu Silivri’nin zaten en hareketli yeri,
Başka yer yok mu tüm etkinlikleri burada yapmak zorunda mısınız?
Silivri’nin Selimpaşa Mahallesi var.
Gümüşyaka Mahallesi var.
Çanta Mahallesi var.
Kavaklı Mahallesi var.
Var oğlu var.
Kırın şu kabuklarınızı,
Atatürk Meydanı sakinleri gürültüden illallah dediler.
Bıktılar yani bıktılar sizin sözde etkinlik adı altında çevreye verdiğiniz zarardan,
Abuk subuk işlerde ortaya çıkıp hort, zort diyen,
Ama çay bahçesini şahsı adına geçiren Ali Korsan, belediye çevreye zarar verince nedense sessiz kalıyor.
Tüm bu yazdıklarımdan ve kordonboyuna yapılan barakaları eleştirdiğimiz için bazı aklı evveller fırsat bu fırsat bizi eğitim düşmanı ilan etmeye kalktılar.
Bunlar var ya resmen fırsatçı
Kendi yaptıkları hataları örtmek için saldırmayı bir yöntem olarak seçmişler.
Başka bir becerileri de yok zaten.
Biz okul etkinliklerine neden karşı olalım?
Aksine tam tersi okulların yaptıklarına her zaman destek veriyoruz.
Bunu kanıtı da İnternet TV’mizde günlerdir okul etkinliklerini yayınlıyoruz.
Biz yerin seçiminin yanlış olduğunu söyledik.
Barakaların yanlış yere kurulduğunu ifade ettik.
Tüm etkinlerin Silivri’nin her bölgesine yayılması gerektiğini savunduk.
Kopyacılık yapmamalarını, fikir üretmelerini istedik.
Durum budur.
Durumdan vazife çıkaran yalakalara duyurulur.
Gelelim ikinci konumuza
Silivri’de ne olduğu ve karakteri herkesçe bilinen,
Özcan Işıklar’dan yediği onca küfürü,
Özcan Işıklar’ın çarşı meydanında kendisine tecavüz edeceği mesajlarını yalayıp yutarak kendi kendini sözde usta gazeteci ilan eden Cem Güner,
Yıllardır karşı olduğu Özcan Işıklar’a biat ederek,
Hatta yetmeyip küfür yediği, çarşı ortasında sana tecavüz edeceğim diye mesajlar atan Özcan Işıklar’a dergisinde sayfa sayfa methiyeler yazan bu şahıs şimdi de başka bir gazeteciye sarmaya başladı.
Bana göre içinde hem siyasi, hem ticari hesapların bulunduğu yazılar tam da Cem Güner’e yakışan tarzda yazılarla.
Yıllardır Özcan Işıklar’a da aynısını yapmadı mı?
Sürekli belden aşağı vurarak kendini kabul ettirme çabası içine girmedi mi?
Şimdi bu işi de İlhan Uygun’a yaklaşayım hesabıyla yapıyordur.
Yakında Özcan Işıklar gibi İlhan Uygun’a da biat ederse şaşırmayın.
Öte yandan Cem Güner’in Özcan Işıklar’ın haberi olmadan bu yazıları yazamayacağı da herkesçe malumdur.
Özcan Işıklar’da yazılara sessiz kalarak İlhan Uygun’a üstü kapalı mesaj yolluyor.
Mesaj da şu;
Bana fazla baskı yapma bak elimde aleyhinde bilgiler var.
Ama Cem Güner’in işin içine aile ilişkilerini katması,
Özel hayata girmesi üstüne vazife değil.
Gazetecilik diye savunmasın, o hiç değil.
Bu yüzden bu kişiye gazeteci demek istemiyorum.
Özcan Işıklar’a biat ederek sözde gazetecilik yapan bu şahsı buradan kınıyorum.
Özcan Işıklar’ı da böyle kişilere prim ve destek verdiği için ayrıca kınıyorum.
Sevginar ve İlhan Uygun ile aram olmasa da bu konuda onlardan taraf olduğumu buradan belirtmek istiyorum.
Kimse kimsenin özel hayatına müdahale edemez veya kamuoyuna ifşa edemez.
Bu kişilerin başbakan, sanatçı, gazeteci veya normal bir vatandaş olması durumu değiştirmez.
Bunu tarz haberleri yapan, destekleyen, izin veren, göz yuman her kim olursa kınıyorum
Bu tarz ve özel hayata girerek basın yolu ile yayınlayanlar,
Bu şekilde gazetecilik meslek onurunu zedeleyenlerin kanun önünde hesap vermesi gerektiğine ve meslekten men edilmesi gerektiğine inanıyorum.