Eylül’de sakinlik arayanlara tatil önerileri

ABONE OLGözde AYCAN TARIER
Instagram: @gezginaycan
Eylül’de Selimiye – Söğüt – Bozburun Üçlüsü Dört mevsim denizi durgun olan cennet …

Eylül’de sakinlik arayanlara tatil önerileri
Reklam
Bu Haberi Paylaş:
ABONE OL

Gözde AYCAN TARIER
Instagram: @gezginaycan
Eylül’de Selimiye – Söğüt – Bozburun Üçlüsü

Dört mevsim denizi durgun olan cennet Selimiye ile başlayalım. Asla dalga almayan çakıllı plajı hemen derinleşir. Adalarla çevrili olan bu koyda oldukça fazla lüks yat vardır. Zaten bilenler bilir, bu bölge ahşap yelkenli teknelerin Türkiye pazarında yüzde 80’lik üretici pazarına sahiptir.

Her mevsim güzel olan bu küçük lüks kasaba, yazın kavurucu sıcağı ve kalabalığını tercih etmeyen Eylül turistine hitap edebilecek en güzel destinasyonlardan biridir. Tekneler içinde denize girmekten çekinirseniz, yine Selimiye Köyüne bağlı Cennet Koyu’nda denize girebilirsiniz. Selimiye köyündeki konaklama imkanları genelde küçük pansiyonlardadır. Ama meraklısına, çeşitli oteller de mevcuttur. Buraya geldiyseniz Paprika pastanesinin tatlılarının tadına mutlaka bakmanızı öneririm.

Bozburun

Sevimli adası, derin suları ile Bozburun’a devam etmeyi tercih edenlerdenseniz, siz de bizim gibi sakinlik ve huzur arıyorsunuz demektir. Burası geceden öğlen saat iki sularına kadar turkuaz, çarşaf gibi suya sahiptir. Öğleden sonra hafif dalgalanma başlar. Akşam saatlerinde yeme – içme alternatifi olmayan bu küçük kasabada eğer mutfaklı bir pansiyonda konaklamayı tercih ederseniz, yazın en hesaplı ve huzur dolu tatilini yapmış olursunuz. Eğer otel tercih ederseniz, kesenin ağzı biraz açılmak zorunda. Çünkü bu tarz kasabalarda tekne sahipleri ve turistleri ağırlamaya yönelik işletmeler ağırlıklı olduğu için porsiyonlar küçük, fiyatlar yüksektir. Ayrıca tatilinizde burayı konaklama merkeziniz yapmaya karar verirseniz bir gününüzü mutlaka tekne turu yapmaya ayırmanızı öneririm. Gördüğünüz koylara, suyun rengine hayret edeceksiniz.

Söğüt Köyü

Üçüncü koyumuz Söğüt Köyü ile devam edelim. Dar, çakıllı sahili, huzur dolu havası ile her zaman kalbimizde yeri farklıdır bu köyün. Konaklama seçeneği açısından çok alternatif olmaması sebebi ile Bozburun’da kalmak tercih edilebilir. Ancak yine de bu köyü ziyaret edip Ahtapotçu Mehmet Usta ve Deniz Kızı Restoran’dan ahtapot yemeden dönmek olmaz.Şimdiden iyi tatiller.

Melike KARAPINAR
Instagram:@cotton_mel
Eylül’de Antalya bir başka

Yerli yabancı hangi turiste sorsalar, “Türkiye’ nin yazlık şehri deyince akla ilk neresi gelir?” diye, muhakkak verilen cevapların çoğu Antalya olacaktır. Yaz deyince akla önce Antalya, hemen arkasından da karikatürlere bile konu olan dayanılmaz sıcağı geliyor değil mi? Temmuz ve Ağustos ayları için doğru ama siz bir de Eylül ayında görün… Eylül ayının hele bir de 15i’nden sonra gelirseniz, şehir bütün güzellikleriyle karşılayacaktır sizi…

Hadrian Kapısı

Gelmişken de hiç zaman kaybetmeden, hemen Hadrian kapısından eski şehre girip gezmeye başlayın. İşte burası dillere destan güzellikteki Kaleiçi, eski Antalya evlerinin begonvillerle bezeli duvarlarına, konakların önünde camekanla üzeri çerçevelenmiş Roma döneminden kalma antik kalıntılara bakarken, biraz sokak aralarında kaybolun, yolunuzu bulmaya çalışırken bir bakmışsınız yat limanına varmışsınız. Burada ister bir tekneye atlayıp falez manzarasına izleyerek denizden bir şehir turu yapın, isterseniz meşhur Mermerli Plajı’ndan denize girmenin tadını çıkarın.

Lara Plajı

Antalya’da denize girmek için kilometrelerce yol gitmeye hiç gerek olmadığı için çok şanslısınız, zamanınız size kalacak. Bir tarafınızda 7 km uzunluğunda küçük çakıllı yapısıyla Konyaaltı plajı, diğer tarafınıza ise kumluk sahiliyle Lara Plajı yer alıyor. Her iki tarafta da hem özel işletmeler hem de halk plajlarından yararlanabilirsiniz.

Aspendos Antik Tiyatro

Peki, kum deniz güneş dışında ne yapabiliriz? Tarih meraklıları için, Şehre 45 dakika kadar uzakta olan Termessos, Perge, Aspendos Antik kentlerini gezmek kulağa sizce de hoş gelmiyor mu? .

Köprülü Kanyon

Ya da macera sevenler için Köprülü Kanyon’da bir gezi ve rafting turuna katılıp biraz macera yaşamaya ne dersiniz? Hatta oraya kadar gelmişken 200m. uçurum manzarasından Tazı Kanyonu’na da bir bakalım, ama yükseklik korkusu olanlar aman siz dikkat edin.

Düden Şelalesi

Ya da doğa sevenler için Kurşunlu şelalesi tabiat parkında bir gezi ve sonrasında bir de Düden Şelalesi 40 m yükseklikteki falezlerden denize nasıl bir görsel şölenle dökülüyor diye izlemek, muhakkak ki çok keyifli olacaktır.

Eren Dumlu
Kuzuyayla Tabiat Parkı’nda sonbahar kampı
Instagram: @gezeneren

Eylül ayı geldi ve sonbahar artık o ılık yüzünü göstermeye başladı. Bununla beraber tabiat ana da bize güzelliklerini tüm renkleri ile sunmaya başladı.Peki bu renk cümbüşü serin havalarda ne yapılır? Kimisi günübirlik kaçamaklar yaparken kimisi de benim gibi kendini doğaya atıp çadır kampı yapıyor. Bu kısacık yazımda size hem İstanbul’a yakın, hem ulaşımı rahat hem de doğa ile iç-içe olabileceğiniz bir yer önereceğim. Neresi mi? Elbette, Kuzuyayla Tabiat Parkı.Kuzuyayla Tabiat Parkı tıpkı Yedigöller gibi işletilen, hem günübirlik ziyaretçilere hem de kamp meraklılarını ağırlayan bir yer. Girişte çadır kuracağınızı belirterek 50₺ ödeme yapmanız ile beraber dilediğiniz kadar konaklayabilirsiniz. Tesiste vasat üstü bir restaurant, yiyecekleri yıkamak için çeşme, WC ve aydınlatma direkleri dibinde elektrik prizleri mevcut. Elektrik bazen çalışmadığından powerbanklerinizi doldurup gitmekte fayda var.

Nasıl Gidilir?Daha önce bu bölgeye gidenler için özet geçmek gerekirse Kartepe Kayak Merkezi’ne gelmeden 3-4 km önce yolüstünde soldan çıkışı var. Bu bölgeye ilk kez gelecekler için İstanbul-Ankara tem otoyolunda İzmit Doğu gişelerden çıkıp Sapanca yoluna sapmalı. Sapanca yoluna girdikten sonra Kartepe tabelalarını takip etmeleri yeterli.Yanımıza Neler Alalım?İlk olarak en önemli noktadan başlayayım. Soğuk. Merkezde t-shirt ile gezilecek sıcak havaya sakın ola aldanmayın. Ben en iyisi maddeler halinde yazayım. Okuması ve yola çıkmadan önce kontrol etmesi daha rahat olur sanırım.• Çadır ve bilimum malzemeleri (Üzerine yatacak mat. Mat yoksa çift battaniye de olur)• Yanınıza mutlaka polar ve hatta üstüne bir mont alın. Akşam ateşbaşında sırtınızı üşütüp kampın faturası hasta olarak ödemenizi istemem.• Yiyecek ve içecek. Yakınlarda market olmadığından en ufak ihtiyacınıza varana kadar yanınıza almanız gerekiyor. Bu mevsimde bozulmaz ama kahvaltıda yumuşamış bir kaşar yemek veya ılık bir meyvesuyu içmek istemiyorsanız bir buzluk ve içine 1-2 şişe buz almak iyi olabilir.• Masa örtüsü. Parkta ahşaptan yapılma oturaklı masalar mevcut. Masaların üzerine sermek için temiz bir örtü iyi olur. Rahat edersiniz. Malum pandemi.• Odun. Geceleri yakmadan oturulmaz mı? Tabi ki oturulur ama kamp demek ateş demek, ateşbaşında sohbet demek. Parkın içinde arabayla 5-6 dakika mesafede kesilmeye müsait ağaçlar oluyor. Daha doğrusu ağaçlar zaten Orman Bakanlığınca kesilmiş. Yerde kalanlar diyeyim. Yok efendim ben uğraşamam derseniz 1 çuval meşe odunu sabaha kadar yeterli olur.• Powerbank. Elektrik direkleri çadırlara uzak. Direğin dibinde elinizde telefon ile beklemek keyfinizi kaçırmasın.• Fener. Gece olduğunda aydınlatma direkleri uzakta kaldığından ortam loşlaşıyor. Aradınığınızı rahat bulmak için bir fener iyi olur.

Bu Haberi Paylaş:
Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ