Muhalefette Bu Neyin Korkusu?

Bu neyin korkusu, bu neyin telaşı, bu neyin iftirası?

Muhalefette Bu Neyin Korkusu?
Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Ayrıca Bu Haberi Paylaş:

Silivri’de bir süredir öyle bir panik havası var ki…
Zannedersiniz ki belediye başkanı Silivri’yi değil, bütün ülkeyi yönetiyor.
Yahu adam daha 1 buçuk yıl önce göreve başladı, ama bazıları sanki Silivri’den nükleer başlık saklıyormuş gibi davranıyor.

Korkuyorlar.
Evet, o gördüğünüz telaşın adı budur: KORKU.
Çünkü korkan insan saldırır, korkan insan iftira atar, korkan insan çamura sarılır.


Fake hesaplarla belediye başkanına saldırıyorlar.
Saldırırken de öyle bir özgüven var ki; sanırsın sahte hesap değil, NASA’nın resmi açıklaması.
“Başkan hiçbir şey yapmıyor!”
Ne yapacaktı?
Sizin gibi kenardan tweet atıp evden, işten kahve içerek memleket mi yönetecekti?

Reklam

İftira dediğin, en ağır kul hakkı…
Ama bunlar için kul hakkı, market poşeti gibi…
Harcayıp harcayıp yenisini alıyorlar.


Gelelim şu çok merak edilen soruya:
Bora Balcıoğlu ne yapıyor?”

Sabah öğrencinin yanında.
Gün içinde halkın içinde.
Akşam düğünde, cenazede, pazarda, sokakta, caddede…
Yani kısacası, sizin yıllardır uğramadığınız yerlerde.

Tarım projeleri yapıyor, deprem hazırlığı yapıyor, çevre yatırımı yapıyor.
2026 programına Otogar alıyor, Gençlik ve Kültür Merkezi sokuyor.
Kütüphane yapıyor, kreş yapıyor, spor merkezi yapıyor.
Taziye evi, kız yurdu, sağlık ocağı, emekli mekânı
yapıyor.

Kent Lokantası başlı başına en büyük hizmet zaten Üstelik bunlar lütuf olarak yapılmıyor.

Geçmişteki gibi “Yaparsa falan filan yapar” denmiyor.

Vatandaşına tepeden bakarak yapmıyor. “Birlikte yapıyoruz” diyor.

Ama bugün görüyoruz ki bazıları yarattıkları he ay mecliste nakarat gibi konuştukları aynı algılardan medet umuyor.

Şimdi soruyorum:
Bunlar neden sizi rahatsız ediyor?
Hizmet gözünüze mi batıyor, yoksa yıllardır yapamadıklarınızı bir başkasının yapması mı zorunuza gidiyor?


Silivri’de belediyecilik artık “çukur kapat, mühür bas, çay iç, akşama kadar masada otur” düzeni değil.
Artık kapı çalan, kapı açan, el tutan bir belediyecilik var.

E bunu anlamak tabii zor…
Yıllardır “asfalt-yol-bina” üçgenine sıkışmış bir zihniyet için, insan odaklı belediyecilik başka bir gezegen sonuçta.

İşte o yüzden muhalefet başka bir ilçeden bahsediliyormuş gibi hissediyor ve bunu da istemeden itiraf ediyor.


Gelelim ayın klasik bölümüne…
Her mecliste aynı nakarat:
“Skandal! Skandal! Büyük skandal!”

Nedir bu “skandal” dedikleri?
Rutin denetimler.
Her belediyede, her yıl yapılan normal prosedür.

Ama bunlar, belediye başkanını yıpratmak için normal olanı anormal gösteriyorlar.
Başka çareleri yok çünkü…
Hizmet üretemeyen, algı üretir.
Onların yaptığı da tam olarak bu.

Hatta öyle ileri gidiyorlar ki…
Başka dönemlerin hatalarını da bugünkü başkana yıkarak “günah keçisi” ilan etmeye çalışıyorlar.
Vicdan desen yok, insaf desen kayıp…
Özetle: “Biz beceremedik, bari başkası yapsın, ama onu da karalayalım.”


Ama işte unuttukları bir şey var:
Hakikat, iftiradan korkmaz.
Çamurun üstüne beton döksen de gerçek yine çıkar.
Ve güneş, gölgeyle savaşmaz.
Sadece doğar.

Bora Balcıoğlu, sizin korkularınızın gölgesi değil.
Gerçektir.
Emeğin ta kendisidir.
Mücadelenin tam ortasındadır.

Karanlık büyüyerek ışığı söndüremez.
Çarpıtma, gerçeğin üstünü örtemez.
İftira, ancak sahibine döner.

Silivri de olanı biteni görüyor.
Hem de sizden daha iyi görüyor.
Hakikatin ayak sesleri, yalanın gürültüsünden daha sessiz ama çok daha güçlüdür.

Ayrıca Bu Haberi Paylaş:
Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ