Ersin Özalp-Gerçekler

Silivri’nin Piri Mehmet Paşa Camii’si var mesela, Silivri’nin farkıdır. … Ayrıca küçük bir farkı daha var, “Onarım” diye minaresini tamamen yıkarak tarihi taşları yok edilerek gözlerimiz önünde katlediliyor.. * Yoğurdu falan var, bu da Silivri’nin farkı. … Ayrıca küçük bir farkı daha var, Artık kimse yüzüne bakmıyor, adı sadece festival adı altında yapılan konserlerde geçiyor. Sadece yoğurt satmaya kalkanlarda iflas ediyor. * Boğluca Deresi var, her yere nasip olmaz, Silivri’nin farkıdır. … Ayrıca küçük bir farkı daha var, Taşkından taşkına evlerimize, dükkânlarımıza girdikçe serinletir. İSKİ’nin lağım deşarjından dolayı bok kokusundan da yazın yanına yaklaşamazsınız… * Bol balığı vardır mesela, Silivri’nin farkıdır. … Ayrıca küçük bir farkı daha var, Pahalı satılır, Silivrililer dahil çoğu insan yiyemiyor. * Milletvekili var mesela, Silivri’nin farkıdır. … Ayrıca bir farkı daha var, Silivri’ye elle tutulur bir faydası yoktur. * Yüzde 40 civarında oy alan bir AKP var Silivri’de. Silivri’nin farkıdır. … Ayrıca küçük bir farkı daha var, O AKP’nin içinde ne belediye başkanı, ne de ilçe başkanı seçilecek bir kişi yoktur. Nedense görev hep yukarıdan verilir. * Farkı fark ediyor musunuz? *** Yıldırım Beyazıt’ta etkilenmişti Bulgaristan’dan… Avrupa’yı fethedeceğinden korkulan Beyazıt’ı yenmek için Niğbolu’nda Osmanlı Ordusuna 120.000 kişilik haçlı ordusu saldırdı. Haçlılar, tarihe Niğbolu Savaşı olarak geçen bu çatışmada büyük bir bozguna uğradılar. Savaş sonunda Haçlıların aldığı yerler Osmanlı’ya geçti. Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı ve Macaristan içlerine doğru akınlar yapıldı. Bu savaştan sonra Yıldırım Bayezid'e Abbasi Halifesi tarafından "Sultan-i iklim-i Rum" yani "Anadolu Sultanı" unvanı verildi. Yüzyıllar geçti, Bizim Özcan, bazı yardımcıları ve bazı meclis üyeleri ile yandaş muhtarları yurtdışı seyahat ve gezilerden etkilendi. Henüz Niğbolu’ya ulaşamadılar ama Kavala, Svelingrad, Burgas ve Aytos’u kapı komşusu yaptılar. … Velhasıl, Özcan Efendi önderliğindeki Yurtdışı seferlerinin, öyle boş boş söylediği gibi tanıtım yapıyoruz hikayesi uydurması amacında olmadığını herkes biliyor. Bu gezilerin turistik seyahat harici ne bir amacı ne de Silivri’ye de hiçbir bir katkısı olmayacağı belli aslında, Böylece cümbür cemaat, Bulgaristan’a Yunanistan'a da tanıtım safsatası ile gidilmez, Silivrili’nin parası da Silivri’de kalırdı. O parayla, gariban başkan yardımcılarının odaları donatılırdı, Silivrispor’un borç taksitlerine takviye yapılırdı. Yıldırım Beyazıt’a bu savaşlarından sonra Abbasi Halifesi tarafından "Sultan-i iklim-i Rum" yani "Anadolu Sultanı" unvanı verilmişti ya, 6 yıllık belediye başkanlığı döneminin yaklaşık bir buçuk yılını yurtdışı seyahatlerinde geçiren bizim Özcan Efendi’ye artık Avrupa fatihi mi? Ne unvanı verilir bilemem…